Perşembe Postası geldi! - 07.11.2024
Mugamag Kadınları Dilek Işık, Kasım Ayı Atölyeleri, Şekersiz ilk 1000 gün, Nagoro Köyü, Kimsenin yalnız olmadığı bir şehir, Kickresume araştırması ve dahası..
Sanki bir ara Jay Jay Johanson İstanbul’da yaşıyordu da, haftada bir bir yerlerde konser veriyor gibiydi, hatırlıyor musunuz o yılları? İstanbul’un en parlak zamanları ve November’ın şerefine diyelim öyleyse.
Unutmadan Discord kanalımızın yerine kurduğumuz Whatsapp Community linkimizi da buraya bırakalım, tek tıkla aramıza katılabilirsiniz!
Bu arada artık gelenekselleşen Mugamag yılbaşı çekilişine katılmak isterseniz Whatsapp Grubumuzdaki Yılbaşı Çekilişi başlığının altına isim, soyad ve email adresinizi bırakabilir veya mugamagistanbul@gmail.com adresine bilgilerinizi mail atabilirsiniz. Çekilişimizi 24 Kasım pazar 17:00’de Zoom üzerinden yapacağız. 🎁
Merhaba ben Dilek!
31 Ocak 1986 Çorum doğumluyum. El emeği ürünler üretip aile bütçesine katkı sunmak isteyen “en hanımı” annemin ben 5-6 yaşlarındayken elime tutuşturduğu şiş ve tığ ile tanıştığım günlere teşekkür ederek başlamak isterim söze.
2004 yılında ODTÜ İktisat bölümünden mezun olduktan sonra kurumsal şirketlerde pek çok farklı görev aldım ama geçmişimin çoğunluğunda Pazarlama alanında çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum diyebilirim.
Profesyonel işimin yanı sıra Instagram’da devam ettiğim Pasaklı Butik ile de hem kendime bir hobi izni veriyor hem de aile bütçeme ek gelir sağlıyorum. 1.5 yıldır İzmir’de yaşıyorum, İstanbul’u uzaktan sevmeye ve onu özlemeye devam ediyorum.
Yılların biriktirdiği butik sahipliği ve kurumsal iş hayatı deneyimlerini bir potada eriterek A’dan Z’ye Instagram butiklerinin bilmesi gereken temel konuları baz aldığım bir eğitim de hazırladım. Şu anda hem bireysel olarak bu eğitimi satıyor, hem de 6 Şubat depreminden etkilenmiş yurttaşlarımıza bu eğitimi ücretsiz olarak verdiğim bir süreç yaşıyorum. Aynı zamanda 4.5 yaşında bir kızım var. Pandemiye denk gelen bir doğum sonrası süreç ile bu süreci ne koşulda yaşarsa yaşasın tüm kadınları sevgiyle kucaklıyorum!
Sizin için neler yapabilirim?
@Pasaklibutik isminde bir instagram hesabım var. Bu hesapta hem el örgüsü rengarenk bereler satıyorum hem de instagram butiklerinin ihtiyacı olan temel konuları içeren bir eğitimi kitlelere ulaştırmak istiyorum. Eğer soğuklarda üşüyenleriniz varsa hem sizi renkli el örgüsü berelerimle tanışmaya davet ediyorum, hem de bir instagram butiği iseniz ve nelere dikkat etmeniz gerektiğini bilmiyorsanız hazırladığım eğitime ulaşmanızı öneriyorum.
Bu aralar neye ihtiyacım var?
Bu aralar sanırım dayanışmaya ve yalnız olmadığımı anlamaya ihtiyacım var. Bir kadın, bir anne, bir beyaz yakalı ve bir butik sahibi olarak “sahiplenmeye” ihtiyacım var. Tek başımıza çok yalnızız, her şeyin ancak ve ancak dayanışma ile çözüleceğine inanıyorum.
Dilek Işık / @Pasaklibutik
Bir haberimiz de sevgili üyemiz Görkem’den! Baktık ki Discord kanalımıza bir süre daha ulaşamayacağız, Görkem kolları sıvadı ve Discord’da birbirimizle paylaştığımız tüm PDF kitapları ortak bir drive klasörüne ekledi. Buradan hepsine ulaşabilirsiniz.📚 Kendisine bol bol teşekkür ve ❤️❤️❤️ de bizden!
Muga Book Club Ekim ayı kitabımız Sally Rooney’den İntermezzo Zoom buluşmamızın kaydı siteye yüklendi bile! Hemen bu linkten ulaşabilirsiniz!
Bu akşam Gökçe Kurtar, haftaya Özge Orbay ile buluşuyoruz! ✨


Gökçe Kurtar ile Kariyer Yolculuğu Planlama ve Mülakat Teknikleri
Bu akşam / Saat: 20.00-21.30 / Zoom
@benideisealin instagram hesabı ile şahane bir çıkış yakalayan bir yandan da 1-1 CV, Kariyer, Mülakat ve LinkedIn danışmanlığı yapmaya devam eden sevgili üyemiz Gökçe Kurtar, Kariyer Yolculuğu Planlama ve Mülakat Teknikleri atölyesi ile karşınızda!
Kariyer planlama nedir? Kariyer değişikliği veya sektör değişikliği yapılacağı zaman nelere dikkat edilmeli?
Mevcut yetkinlikler ile kariyer yolu nasıl çizilir? Kariyerde tıkanıldığı zaman çözüm yolları nasıl aranır?
Şirket içerisinde zorlu konuşmalar kimlerle nasıl yapılır? Çalışma ortamında size zorluk çıkaran kişilerle nasıl baş edilir?
Mülakat sırasında en doğru şekilde kendimizi nasıl ifade edebiliriz? İşe alım ekipleri o soruları bize neden soruyor ve aslında neleri öğrenmeye çalışıyorlar?
Hangi temel sorulara her iş görüşmesi için hazırlıklı olmak gerekir ve bu soruların doğru cevapları nasıl verilir? Anlatmak istemediğim bir şey sorulduğunda nasıl tepki vermeliyim? Görüşme sırasında her türlü sürecimi nasıl takip etmeliyim?
Mugamag üyelerine %30 indirimli olan bu atölyemizin detaylarına bakmak ve kayıt yaptırmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Klinik Psikolog Özge Orbay ile sınır koymanın amacı ve ilişkiye uygun yolları.
12 Kasım Salı / Saat: 20.00-21.30 / Zoom
Klinik Psikolog Özge Orbay ile bugün olduğumuz kadının bazen anne bazen çocuk olarak hayatta nerede durduğunu düşüneceğiz biraz. Farklı ilişki türlerinde koyabildiğimiz ve koyamadığımız sınırlar neler, nasıl olmalılar? Bu sınırların amaçları ve gerçek faydaları nedir? Veya kendimize koyduğumuz bu sınırlar dahilinde karşılanabilen ve karşılanamayan ihtiyaçlarımızın gerçekten farkında mıyız? Karşılayabileceğimiz ihtiyaçlara giden yollar hangileri, peki ya cevapsız kalan ihtiyaçlarla ne yapmalı?
Hayatımızdaki farklı ilişkilerin dengelerini tekrar ele alacağımız bu atölyeyi Mugamag üyelerine %20 indirimli olarak gerçekleştireceğiz. Detaylara bakmak ve kayıt yaptırmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Şekersiz ilk 1000 gün.
Yapılan son araştırmalar, hamilelikten bebeğin iki yaşına kadar olan ilk 1000 gün boyunca beslenmenin yaşam boyu sağlığı şekillendirmede ne kadar güçlü olabileceğini yeniden kanıtladı. Science'da yayınlanan ve oldukça ses getiren bu çalışma, yaşamın ilk 1000 gününde şeker alımını azaltmanın (hatta mümkünse sıfırlayabilmenin) hayatın geri kalanında Tip 2 diyabet ve yüksek tansiyon gibi ciddi sağlık sorunları için riskleri önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya çıkardı.
İngiltere’de yapılan araştırmada, şekerin karneye bağlı satışının sona ermesinin ardından şeker tüketiminin artmasının etkileri analiz edildi. Çalışmaya göre bebeklik döneminde şeker alımının sınırlanması, tip 2 diyabet riskini yüzde 35, yüksek tansiyon riskini ise yüzde 20 oranında azaltıyor. Uzmanlar, bir bebeğin iki yaşına kadarki döneminin, genel olarak sağlığını belirleyen önemli bir süreç olduğu görüşünde. Aynı zamanda yaşam boyu süren şeker alışkanlığının bu dönemde oluşabileceği tahmin ediliyor.
Araştırmacılar, İngiltere’deki genetik veritabanı Biobank verilerinden yararlanarak, 1951-1956 yılları arasında doğmuş ve sağlıkları düzenli olarak izlenen 60 bin kişiyi inceledi. Güney California Üniversitesi ekibi tarafından yapılan analiz, şeker tüketiminin sınırlı olduğu bebeklerde obezite riskinde yüzde 30 azalma olduğunu gösterdi.
Gebelik dönemindeki annenin diyeti de önemli bir etkiye sahip. Şeker karnesi döneminde doğan ve sonrasında katı yiyeceklere geçen bebeklerin daha sağlıklı olduğu görüldü. Ekipten araştırmacı Tadeja Gracner, erken dönemde şekere maruz kalmanın yaşam boyu metabolizmayı ve vücudun besinlere tepkisini etkileyebileceğini belirtti. “Doğum günü pastası, şeker ya da kurabiye gibi ikramların abartmadan tüketilebileceğini” belirten Gracner, erken dönemde şekerin azaltılmasının çocuklara hayata daha iyi bir başlangıç sağlamak açısından önemli olduğunu söyledi.
CDC de 2 yaşın altındaki çocukların ilave şeker içeren yiyecek ve içeceklerden kaçınmasını önererek bu yaklaşımı desteklemekte. Özellikle şuruplar, bal, konsantre meyve ve sebze suları gibi işlenmiş şeker barındıran ürünler bu bölüme dahilken, süt, meyve ve sebze gibi gıdalarda doğal olarak oluşan şekerler ise bu kategoriye girmiyor.
Konuyla ilgili yazıyı okumak için buraya ve haberin kaynağı içinde buraya tıklayabilirsiniz.
**CDC, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri olarak geçmektedir. ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı'na bağlı, merkezi Atlanta'da bulunan ve misyonu ABD'de hastalıkları önleme ve kontrol altına alma ile çevresel sağlık ve sağlık eğitimini teşvik etmeye odaklanmış bir kuruluştur.
"Bu başarıyı elde etmek için 15 yıldır çalışıyorum."
Zor geçen günlerden sonra göğsümüzü kabartan bu haber hepimize iyi geldi. 22 yaşındaki tenisçi Zeynep Sönmez, Meksika’da düzenlenen Kadınlar Tenis Birliği (WTA) 250 organizasyonundaki finalde dünya 93 numarası Li’yle karşı karşıya geldi ve 1 saat 10 dakika süren müsabakayı 6-2 ve 6-1’lik setlerle kazanarak ilk WTA şampiyonluğunu elde etti.
Kariyerinin en önemli şampiyonluğunun ardından gözyaşlarını tutamayan ve büyük bir sevinç yaşayan Türk tenisçi, ödül töreninde şunları söyledi: Bu en büyük hayallerimden biriydi. Bu başarıyı elde etmek için 15 yıldır çalışıyorum. Şu an buradayım ve bunun benim için anlamı çok büyük.
Yüzümüzü güldürdün Zeynep, yolun hep çok açık olsun! ❤️
Nagoro Köyü, nam-ı diğer Bez Bebek Vadisi.
Japonya'nın en küçük adalarından biri olan Nagoro’nun (ülke genelindeki göç sorununun da sonucu olarak) nüfusu zaman içinde çok azalıyor. Bir zamanlar 300 küsur kişinin ikamet ettiği köy, özellikle gençlerin iş olanakları için büyük şehirlere göç etmesiyle 30 kişiye kadar düşüyor. Fakat bir süre sonra nüfusta ilginç bir yükselme oluyor; bugün yaşayan en genç kişinin 50’li yaşlarında olduğu Nagoro’da, 2003’ten bu yana nüfus katlanarak artıyor. İşin sırrı oyuncak bebek nüfusunda.
Hikaye ise şöyle; Çocukluğunu Nagoro’da geçiren Tsukimi Ayano, buradan ayrılıp uzun yıllar Osaka’da yaşamış. Bir süre sonra Nagoro’ya döndüğünde ise köyünün kimsesizleşmeye başladığını görünce yeniden buraya yerleşmiş. Çiftçilikle uğraşan Ayano, babasının gerçek boyutlu bezden bebeğini yapıp tarlasına yerleştirdiğinde komşuların tepkileri onun kafasında yeni bir fikir oluşturmuş. Komşular babasının bez kuklasına selam veriyor, onunla konuşuyormuş. Bunun üzerine Ayano, babasının kuklasının ardından köyden gelip geçmiş, köyden göçmüş, vefat etmiş genç yaşlı tüm nüfusu bez kuklalar yaparak köye geri döndürmeye başlamış.
Şimdi ise gençlerin iş veya eğitim nedeniyle köyü terk etmesiyle, genellikle emekli yaştaki bireylerden oluşan bu küçük topluluk, eski kıyafetlerle giydirilmiş mankenleri yaşam alanlarına yerleştirerek yalnızlık hissini hafifletmeye çalışıyor. Bu proje, yerel halkın yalnızlıkla başa çıkma yöntemlerinden sadece biri. Bu yaratıcı yaklaşım, aynı zamanda köyün tarihi ve kültürel mirasını koruma çabası olarak da değerlendiriliyor.
Kimsenin yalnız olmadığı bir şehir.
Japonya’da durum böyleyken Güney Kore’den de benzer bir haber var. Ülkenin başkenti Seul, “kimsenin yalnız olmadığı bir şehir” yaratmak amacıyla önümüzdeki beş yıl içinde 327 milyon dolar yatırım yapacak. Bu girişim, özellikle “yalnız ölümler” olarak bilinen, uzun süre fark edilmeyen bireylerin ölüm vakalarındaki artışa bir yanıt niteliğinde. Sadece geçen yıl 3.661 yalnız ölüm kaydedildi, bu durum özellikle orta yaşlı ve yaşlı erkekler arasında yoğunlaşmış durumda.
Seul’ün yeni planında 7/24 ulaşılabilir yalnızlık danışmanları ve destek hizmetleri, sosyal bağlantıları güçlendirmek amacıyla çeşitli sosyal etkinlikler (bahçe işleri, spor aktiviteleri, okuma grupları gibi) ve psikolojik destek öne çıkıyor. Ayrıca yaşlılar için beslenme programları ve toplum merkezlerinde yeşil alanlar oluşturulması planlanıyor. Bu, insanların fiziksel ve zihinsel sağlığını destekleyerek yalnızlıkla daha etkili bir şekilde başa çıkmalarını amaçlıyor
Bu kapsamlı plan, yalnızca fiziki bağlantılar kurmak değil, aynı zamanda bireylerin kendileriyle barışık olmalarını sağlamaya yönelik. Güney Kore gibi toplumsal başarıya odaklı kültürlerde insanlar, kendilerini diğerleriyle kıyaslayarak yetersiz hissetme eğiliminde oluyor ve yalnızlık bu kültürel baskılarla daha da derinleşiyor. Bu nedenle uzmanlar, yalnızlıkla başa çıkmada sosyal destek kadar bireylerin kendi değerlerini kabul etmelerine yönelik bir dönüşümün de önemli olduğunu vurguluyor.
Çalışanların %85’i iş arkadaşlarını rahatsız edici buluyor.
Yeni bir Kickresume araştırması, iş yerlerinde yaşanan rahatsız edici davranışların ciddiyetini gözler önüne seriyor. 3.000'e yakın çalışanın katıldığı ankette, çalışanların %85’i en az bir iş arkadaşının davranışlarını sinir bozucu bulduğunu belirtti. Çalışanların %58’i ise bu tür davranışların verimliliklerini olumsuz etkilediğini ifade ediyor.
En çok şikayet edilen davranışlar sıralamasında, başkalarının başarılarını sahiplenme (%33), mikro yönetim (%32), sürekli şikayet etme (%30), kişisel alan ihlali (%30) ve başkalarının öğle yemeğini çalma (%27) öne çıkıyor. Bu davranışlar, çalışanların iş motivasyonunu ve performansını düşürürken, özellikle ofis ortamında daha sık yaşanıyor. Hibrit çalışanların %53’ü ise yüz yüze etkileşimin azalmasının bu tür durumları hafiflettiğini belirtiyor.
Özellikle Z kuşağı çalışanları, uzaktan çalışmanın bu tür davranışları daha görünür hale getirdiğini düşünüyor. Katılımcıların %41’i rahatsız eden iş arkadaşlarına doğrudan geri bildirim vermek isterken, %32’si mesafeyi korumayı tercih ediyor.
Kickresume CEO’su Peter Duris, bu bulguların işyerinde uyumlu bir ortam yaratmanın önemini gösterdiğini belirterek, çalışanların bu tür davranışlar konusunda farkındalıklarının artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Şirketlerin çalışanlarına, daha iyi bir iletişim ve çatışma çözümü konusunda eğitim sağlaması bu tür sorunları azaltabilir diye de ekliyor.
Araştırmanın kaynağı için buraya tıklayabilirsiniz.
**Kickresume, iş dünyasında çalışanların davranışları ve işyeri dinamikleri üzerine kapsamlı araştırmalar yapan bir kariyer ve özgeçmiş platformudur.
Kısa haberler!







Meksika’da milattan sonra (MS) 750 yılına uzandığı düşünülen büyük bir Maya şehri, şans eseri bir doktora öğrencisi tarafından keşfedildi. Antik Maya kentine Valeriana adı verildi.
Geçen yıl sinemaseverlerin büyük ilgi gösterdiği ve bu yıl ikincisi düzenlenecek olan MUBI FEST İstanbul, 7-10 Kasım tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Alan Kadıköy’ün ev sahipliğinde gerçekleşecek.
Hazır “QUEER” demişken bir hafta önce yayınlanan fragmanını izlemediyseniz eğer buraya tıklayabilirsiniz. Film, Justin Kuritzkes'in senaryosundan Luca Guadagnino tarafından yönetilen William S. Burroughs'un aynı adlı romanından uyarlanmış tarihsel romantik drama filmi. 1940'ların Mexico City'sinde geçen film, genç bir adama (Drew Starkey) aşık olan dışlanmış bir Amerikalı expat'i (Daniel Craig) anlatıyor.
İngiliz şarkıcı Charli XCX’in haziran ayında yayınlanan altıncı albümüne adını veren ‘brat’, Collins İngilizce Sözlüğü tarafından bu yılın kelimesi seçildi. Collins İngilizce Sözlüğü, "brat" teriminin genellikle olumsuz çağrışımlara sahip olsa da burada "kendine güvenen, bağımsız ve hedonist bir tutum" sergileyen bir yaşam tarzını ifade ettiğini belirtti.
Tarihe “Freud ve Adler’den sonra Psikoterapinin Üçüncü Viyana Okulu’nu kuran kişi” olarak geçen Viktor E. Frankl’in okurları kendi hayatına dair bir anlam bulmaya davet ettiği kitabı Anlamsızlık Hissi: Psikoterapi ve Felsefeye Bir Meydan Okuma, Defne Şen’in çevirisiyle Mundi’den çıktı.
41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlenen açılış töreniyle başladı. “Çocukluk Şenliktir!” temasıyla 10 Kasım'a kadar Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde okurları ağırlayacak olan fuarın bu yılki onur yazarı Yalvaç Ural.
Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar; Aralarında Halikarnas Balıkçısı adıyla tanınan ve Bodrum’u bugünkü ününe kavuşturan Cevat Şakir Kabaağaçlı, modern resmin ustası Fahrelnisa Zeid, ilk Türk gravür sanatçısı Aliye Berger ve ilk Türk seramik sanatçısı Füreya Koral’ın bulunduğu Şakir Paşa ailesinin farklı ilişkileri ve yaşamlarını konu dizinin ilk tanıtımı geldi.
Eğer takip etmiyorsanız…
Podcast: Sözcüklerin Cinsiyeti
Instagram: sanatkritik
Feryal Saygılıgil ve Senem Timuroğlu’nun hazırladığı “Sözcüklerin Cinsiyeti” podcast serisi, dinleyicileri dil ve sözcükler üzerine düşünme davet ediyor. Her bir bölümde farklı bir konunun tartışmaya açılacağı seride “Dilin cinsiyeti var mı?” sorusunun peşine düşülecek. Seri boyunca seçilen sözcüklerin felsefi, edebi, tarihsel boyutlarıyla cinsiyetle bağları tartışmaya açılacak. Buradan da tüm bölümlerin içeriğine de bakabilirsiniz. Ayrıca öneri ve fikirlerinizi sozcuklerincinsiyeti@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.❤️


