Perşembe Postası geldi! - 03.07.2025
Muga Book Club 5 Yaşında! ✨❤️📚 Evrenin gözbebeği, bir aile geleneği kitap ciltlemek, düşük riskini önceden bilmek, dünyanın en yalnızı, yapay zekanın zihinsel bedeli ve dahası...
Yeni girl band’imizi burada ağırlamazsak olmaz. Peki sizin yaşınız hangisine tutuyor; kızlarından birini kendine yakın bulup bütün şarkıları ezberlemeye mi yoksa uzaktan takip edip hey gidi gençlik enerjisi demeye mi? (ikisi de olmaz serbest!)
Üyelerimize özel, birçok alandaki sohbete katılmak için aşağıdaki linke tıklayarak hemen Telegram grubumuza dahil olabilirsiniz.❤️
Muga Book Club’tan haberler!📚


12 Haziran 2020 gününde ilk adımını attığımız Muga Book Club, 5 yaşında! Onlarca kitabı birlikte okuduk, yazarlarla buluştuk, satırların altını çizdik, bazı kitaplardan çok yorulduk, bazılarına sıkı sıkı sarıldık. Ama önemli olan, hiç ara vermeden, bıkmadan yorulmadan her ay birlikte okuduk ve bakın, bugünlere geldik! Bu yolculuktaki varlığınız için size ne kadar teşekkür etsek az.
Bu özel günün şerefine de, ülkemizin güzel çocuklarının daha nitelikli ve iyi bir eğitim almasına katkıda bulunalım istedik. Az ya da çok demeden vereceğiniz tüm destekleriniz bizim için çok kıymetli. Hepinize şimdiden, çocuklarımız adına çok teşekkür ederiz!
TEGV, ilköğretim çağındaki çocuklarımızın, daha güzel bir çocukluk yaşamaları ve yarınlara umutla bakmaları için, okul içi ve dışı saatlerde çok yönlü bir eğitim desteği almalarını ve çağdaş eğitim olanaklarından faydalanmalarını amaçlıyor.
Muga Book Club Haziran ayı kitabımız Tomris Uyar’dan “Yaza Yolculuk”. Zoom buluşma tarihimiz ise 7 Temmuz Pazartesi akşamı, 20:00. Zoom linkimiz burada, diğer detaylar da şu şekilde: Meeting ID: 885 8308 9920 / şifre: 373635
Evrenin gözbebeği: LSST kamerası ilk fotoğraflarını gönderdi
Şili’nin zirvesine yerleştirilen ve adını astronom Vera C. Rubin’den alan gözlemevi, insanlığın şimdiye kadar inşa ettiği en büyük dijital kamerayla gökyüzüne ilk bakışını attı. LSST (Large Synoptic Survey Telescope) kamerası, tam 3.200 megapiksel çözünürlükte ve bir tenis kortu büyüklüğünde! Bu kadar yüksek çözünürlükle, uzayın devasa boşluğunu neredeyse bir iğne ucu hassasiyetinde tarayabiliyor.
Kamera o kadar güçlü ki, tek bir karede Ay’dan 45 kat büyük bir alanı görüntüleyebiliyor. İlk gönderdiği görüntüler arasında, rengârenk bir pamuk şekeri gibi parlayan Trifid Nebulası (Sac Kansarı Bulutsusu) da var. Bu bulutsu, yeni yıldızların doğduğu, gaz ve toz bulutlarının hareket ettiği, adeta kozmik bir kreş! Ve evrenin yaratıcı enerjisi sanki tek kareye sığmış gibi.
LSST'nin görevi sadece güzel fotoğraflar yakalamak değil. Asıl amacı, karanlık madde ve karanlık enerji gibi evrenin gizemli yapılarını anlamamıza yardımcı olmak. Önümüzdeki on yıl boyunca her 3–4 gecede bir tüm güney gökyüzünü tarayacak ve yılda önceki tüm gökyüzü gözlemlerinden daha fazla veri toplayacak. Bu sayede süpernovalardan galaksi hareketlerine, Dünya’ya yakın asteroitlerden kozmik patlamalara kadar pek çok göksel olayı takip etmek mümkün olacak.
Bu kamera aynı zamanda bilim insanlarının veriyle kurduğu ilişkiyi de değiştirecek gibi görünüyor. Çünkü LSST'nin sağlayacağı dev veri arşivi, yalnızca astrofizikçiler için değil, meraklı halk için de açık olacak. Evreni anlamaya bir adım daha yaklaştığımız bu gelişme, teknolojinin insanlıkla buluştuğu en ilham verici anlardan biri belki de. Bazen gökyüzüne bakmak sadece romantik değil, aynı zamanda bilimsel bir devrimdir.
Merak edenler için LSST’nin çektiği ilk fotoğrafları ve Trifid Nebulası’nın büyüleyici görüntüsünü görmek isterseniz şuradaki haber linkine göz atabilirsiniz.
Bu atölyede kitap ciltlemek bir aile geleneği.


Paris’in kalabalık caddelerinden birinde, gözden kaçabilecek kadar sade bir kapının ardında, zamanın yavaş aktığı bambaşka bir dünya var. Atelier Devauchelle… 1910 yılından bu yana kitaplara ikinci bir hayat veren bu atölyede, el emeği, sabır ve sessizlik başrolde. New York Times’ın geçtiğimiz günlerde yayımladığı dosyada anlatılan bu atölye, yalnızca bir tamirhaneden fazlası; adeta kitapların kalbini onaran bir sığınak.
Üç kuşaktır aynı aile tarafından yönetilen bu küçük atölyenin şimdiki ustası Yannick Devauchelle. Dedesi tarafından kurulan bu mekânda yetişen Yannick, çocukluğundan beri bir mücellit, yani ciltçilik sanatının içinde. Ancak onu diğerlerinden ayıran şey, bu zanaate duyduğu saygı ve sabırla yoğrulmuş yaklaşımı. “Burada her kitap bir kişilik gibidir,” diyor Yannick, “ve her biri farklı bir özen ister.”
Atölyede hiçbir işlem makinelerle yapılmıyor. Sayfalar tek tek temizleniyor, ipliklerle elle dikiliyor, ciltler özel kağıt ve kumaşlarla kaplanıyor. Bazıları onlarca yıl önce basılmış, parçalanmış, rengi solmuş kitaplar... Ve bu küçük odada, sanki sessizce iyileştiriliyorlar.
Modern dünyanın hızına karşı güçlü bir duruş sergileyen bu atölye, sadece kitapların fiziksel onarımını değil, kültürel bir hafızanın korunmasını da üstleniyor. Mücellitlik artık az rastlanan bir meslek. Yeni nesiller için cazip değil belki ama Yannick’in atölyesi, kaybolmaya yüz tutmuş bu sessiz sanatı ayakta tutuyor. “Bazen saatlerce bir sayfanın kenarını düzeltmekle uğraşıyorum,” diyor. “Ama sonunda kitabın yeniden bütün olduğunu görmek, buna değiyor.”
Belki de bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri: sabırla, dikkatle bir işi yapmak. Her şeyin hızlıca tüketildiği çağımızda, birilerinin hâlâ yavaşlığı seçmesi umut verici.
Yazının tamamı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Düşük riskini önceden bilmek artık mümkün mü?
İngiltere merkezli araştırmacılar, hamileliğin başlarında uygulanan ve gebeliğin sağlıklı ilerleyip ilerlemeyeceğini tahmin edebilen yeni bir kan testi geliştirdi. Erken gebelik kayıplarının çoğu, embriyonun gelişimini sürdürememesiyle ilişkilendirilirken, bu test sayesinde düşük riski önceden tespit edilebilecek.
Araştırmayı yürüten ekip, özellikle tekrarlayan düşük yaşayan kadınlara umut olabilecek bir gelişmenin sinyalini veriyor. Test, ilk trimesterde yapılan bir kan örneği üzerinden çalışıyor ve bazı biyobelirteçleri (protein seviyeleri gibi) analiz ederek, hamileliğin sağlıklı devam edip etmeyeceğine dair yüksek doğrulukta öngörü sunuyor.
Testin özellikle dikkat çekici yönlerinden biri, risk altındaki kişileri erken belirleyip daha yakın takip sağlama potansiyeli. Bu da hem klinik yaklaşımların gelişmesine hem de hamile bireylerin psikolojik yükünün azalmasına katkı sağlayabilir. Henüz klinik kullanıma hazır olmayan test, Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Gordon Smith’in öncülüğünde geliştirildi. Ekip, daha büyük klinik çalışmalarla testin güvenilirliğini artırmayı ve NHS (İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi) gibi kurumlara entegre etmeyi planlıyor.
Detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
Dünyanın en yalnızı kim?
Bazen büyümek sadece fiziksel değil, duygusal olarak da ağır gelir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2025 tarihli son araştırmasına göre, bugün dünyada en yalnız hisseden kesim ergen kızlar. Araştırmaya katılan 11-15 yaş aralığındaki gençlerin verdiği yanıtlar, birçok yetişkine tanıdık gelecek cümleler içeriyor: “Kendimi dışlanmış hissediyorum.” “Yanımda kimse yok gibi.” “Anlaşılmıyorum.”
Araştırma 44 ülkeden 279.000 gençle yapıldı. En çarpıcı sonuçlardan biri ise şu: Ergen kızların %66’sı zaman zaman yalnız hissettiklerini söylüyor. Üstelik bu oran, erkek akranlarına kıyasla çok daha yüksek. Araştırmanın başındaki isimlerden Prof. Jo Inchley, bu durumu sosyal baskılar, beden algısı sorunları ve dijital ortamda yaşanan kıyas kültürüyle ilişkilendiriyor.
Yalnızlık sadece bir duygu değil, sağlık üzerinde de doğrudan etkili. DSÖ’ye göre genç yaşta hissedilen yoğun yalnızlık, ileriki yaşlarda ruh sağlığı problemleri, özgüven kaybı ve hatta okul terkleriyle bağlantılı. Bu da gösteriyor ki, yalnızlıkla baş etmek sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk.
Haberin detayı için buraya tıklayabilirsiniz.
Yapay zekâyla yazmanın zihinsel bedeli.
MIT Media Lab’in yürüttüğü yeni bir araştırma, ChatGPT gibi büyük dil modellerinin (LLM) eğitimde nasıl bir etki yarattığını mercek altına aldı. Sonuçlar düşündürücü: Yapay zeka ile yazmak kolay olabilir ama beyin için pek de sağlıklı değil.
Araştırmaya katılanlar üç gruba ayrıldı: yalnızca beyinlerini kullananlar (Brain-only), arama motorlarından destek alanlar (Search Engine) ve ChatGPT gibi yapay zeka araçlarını kullananlar (LLM). Katılımcılar dört seans boyunca deneye tabi tutuldu; son seansta gruplar arası geçiş yapıldı. Bu süreçte EEG cihazlarıyla beyin aktiviteleri ölçüldü, yazılan metinler hem öğretmenler hem de özel bir yapay zeka tarafından değerlendirildi.
ChatGPT ile yazan katılımcıların beyin aktiviteleri, diğer iki gruba göre daha düşük çıktı. Beynin özellikle dikkat ve hafıza ile ilgili bölümlerinde daha az bağlantı gözlendi. Ayrıca, bu gruptaki katılımcıların yazdıkları metinleri hatırlama oranı da oldukça düşüktü. “Kendi yazdığınız bir şeyi neden hatırlamıyorsunuz?” sorusunun yanıtı tam da burada yatıyor: ChatGPT sizin yerinize yazdığında, öğrenme süreci kısalıyor ama zihinsel emek de azalıyor.
Araştırmanın yazarlarından Dr. Nataliya Kosmyna, “LLM araçlarının faydaları yadsınamaz ama aşırı bağımlılık bilişsel gelişimi sekteye uğratabilir,” diyor. Özellikle eğitim ortamlarında öğrencilerin sadece sonuç değil süreçle de ilişki kurmaları gerektiği vurgulanıyor.
Bu araştırma, ChatGPT ve benzeri araçları nasıl ve ne zaman kullanmamız gerektiğiyle ilgili önemli bir uyarı niteliğinde. Yazmak sadece kelimeleri dizmek değil; düşünmek, anlam kurmak ve hatırlamak da işin bir parçası.
İlgili yayını okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Kısa kısa…






17 Temmuz’da vizyona girecek Christopher Nolan’ın yeni filmi The Odyssey’den ilk poster geldi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminde Adıyaman'da annesi ve kardeşini kaybeden Dicle Hayat Dağdeviren, Nevşehir'in Ürgüp ilçesinde düzenlenen 10. Uluslararası Little Mozart's Piyano, Keman Festivali ve Yarışması'nda, deprem konulu eserleriyle "Piyano Bestecilik" kategorisinde birinci oldu.
Tasarım ve mimarlık ödülü Prix Versailles’ın 2025 listesinde en güzel havalimanları, Çin’deki Yantai Penglai Uluslararası Havalimanı'nın 2 numaralı terminali, Fransa’daki Marseille Provence Havalimanı'nın 1 numaralı terminali ve Réunion’daki Roland Garros Havalimanı'nın gelen yolcu terminali olarak açıklandı.
İklim dostu ulaşım kuruluşu Clean Cities Campaign’in 36 Avrupa kentinde okulların bulunduğu caddeler, bisiklet yollarının güvenliği ve otomobillere izin verilen hız sınırlarını karşılaştırarak yaptığı sıralamada ulaşım açısından çocuklar için en elverişli 5 şehir sırasıyla Paris, Amsterdam, Antwerp, Brüksel ve Lyon oldu.
Wimbledon Tenis Turnuvası'nda ilk turdaki maçına çıkan milli tenisçi Zeynep Sönmez, rakibi Romanyalı Jaqueline Cristian'ı 2-0 mağlup ederek Wimbledon'da 2. tura çıkan ilk Türk kadın tenisçi oldu.
Bob Dylan, bu kez kelimeleri değil çizgileri konuşturuyor; "Point Blank", sanatçının gündelik hayata dair gözlemlerini kara kalemle kayda aldığı, daha önce hiç yayımlanmamış 100 çizimi bir araya getiriyor.
Eğer takip etmiyorsanız…
Instagram: collective0600
Hazır havalar erkenden aydınlanıyorken sabah altıda kalkıp güne verimli başlamaya ne dersiniz? Teknoloji çok şey verdi; ama karşılığında elimizden sessizce aldıkları daha kıymetliydi: Dikkat, derinlik ve birlikte olma hissi.
Collective 06:00, bu kayıplara karşı bir çember, Her sabah 06:00’da buluşup,
konuşmadan, gösterişten uzak, sessiz bir ortaklık kuruyoruz. Sabahı yeniden kurmak isteyenler için disiplinin kolektif formu.
Uyan, düşün, yaz — gürültü başlamadan önce.


